Uydurmayı seviyorum. Yanlış anlamayın. Uydurmak sözcüğü ilginç bir şekilde içinizde uyandırdığı duyguyu hak eden bir sözcük değil. Çünkü uyum'dan daha da aşağı inersek uy-mak'tan geliyor. Yani?
Elinizde bir sisteminiz olduğunu düşünürseniz, sisteminize uygun hale ya da başka bir deyişle entegre edilebilir hale getirmeye çalıştığınız şeyleri bir anlamda uydurmuş oluyorsunuz. Sisteminize uydurma yaptınız. İşte bu yüzden uydurmayı seviyorum. Çünkü ben sistem yaratmayı seviyorum. Ve yaratmayı sevdiğim kadar yıkmayı da.
Kendimi hatırladığım her an uydururdum.
Küçükken dünyalar uydururdum. Uydurduğum dünyalarda birbirinden farklı uyduruk karaktere bin bir çeşit yaşam uydururdum. Fiziksel olarak yaşardım onları. Karakterlerimi severdim. Sonra daha ciddi şeyler uydurmaya başladım. Hipotezler mesela. Ya da teori düşünceleri. Fiziksel sistemler. Müziğe daldığım zamanlar da melodiler uydurmaya başladım. Doğaçlama eserler. Az uğraşmadım. Kısacası şu halimde epey şey uydurabiliyorum.
Küçükken dünyalar uydururdum. Uydurduğum dünyalarda birbirinden farklı uyduruk karaktere bin bir çeşit yaşam uydururdum. Fiziksel olarak yaşardım onları. Karakterlerimi severdim. Sonra daha ciddi şeyler uydurmaya başladım. Hipotezler mesela. Ya da teori düşünceleri. Fiziksel sistemler. Müziğe daldığım zamanlar da melodiler uydurmaya başladım. Doğaçlama eserler. Az uğraşmadım. Kısacası şu halimde epey şey uydurabiliyorum.
Son birkaç gündür romanımı gözden geçirme cesareti gösterdim. Geçen sene bıraktığım yerden devam etmek kolay değildi. Ana kurgu dahil karakterlerim her şey aklımdaydı. Üstelik roman günlüğümü okumak da yerinden oynamış taşları yuvasına itme görevi görüyordu. Fakat eksik olan bir şey vardı. Ruhum. Heyecanım. İçine giremediğim dünya benim yarattığım dünyaydı. Ya yıkacaktım tüm sistemi ya da en baştan alıp ufak yıkımlarla ana kurguyu kurtaracaktım. İkincisini seçtim ve uydurmaya başladım.
Teknoloji upgrade uyguladım. Mantık sırasını kontrol ettim. Bir kronoloji çıkarttım. Ama sanırım en güzeli roman arkasına koymayı uydurduğum ansiklopedi özeti oldu. Ansiklopedi mi? Elbette dünyamda yazılmış bir ansiklopediden bahsediyorum. Devasa bir şey olduğundan hepsini paylaşamayacağım sizinle; fakat özetini kesinlikle koyacağım! Yoksa sonra kan damarlarına enjekte edilen nano-piezo parçacıkların topaklaşma sorununun nasıl çözüldüğünü nereden anlayacaksınız?
Ha bir de bir haber ajansıyla anlaştım. 2060'ların en büyük ajanslarından biri bu ajans. Çok iyi bir haber arşivleri var. Eski haber kupürleriyle ilgili bir ek açacağım roman arkasına. Makale referansları dipnot olacak, meraklılara.
Geçen işte böyle roman arkası empoze çalışmalar uydururken çok heyecanlandım ve sözcükleri düşüncelerime uydurup sizinle paylaştım. Gün gelir bu dünya başka akıllarda da yaşanmaya başlarsa, değerli olur karalamalar, anlık duygular.
Sizin de bir şeyleri bir şeylere uydurmanız dileğiyle.
iyi geceler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder