2013-09-13

Türkiye'de her mahalleye "bir anda" kütüphane sağlamanın en bariz yolu

Gereğinden fazla camii var. Bunu tespit etmek çok basit: ezan okunmaya başlıyor, bir bakıyorsunuz diğer tarafınızdaki başka bir camii de hemen arkasından. Hatta bazı yerlerde sadece iki taraftan değil, üç-dört ayrı müezzin sesi ulaşabiliyor tek bir eve. Amaç ezanın sesini duyurmak olduğuna göre, zaten saat ayarını çok iyi tutturamayan ve bu yüzden resmen ezan okunurken bir gürültü oluşturan bu camii kalabalığı nasıl bir avantaja dönüştürülür diye düşündüm.
Evleri ezandan mahrum bırakmayacak şekilde ses sınırları ayarlanırsa geriye kalan tüm camiiler kütüphaneye dönüştürülebilir. Yüksek tavan, gün ışığından yararlanan iç ortamı ve mimarisiyle bu camiiler her mahalleye bir kütüphane kazandırabilirler.

Aslında böyle bir aktivite için camiiyi ibadet etme özelliğinden de mahrum bırakmak gerekmiyor. Sonuçta camiiler cuma saatleri dışında tıklım tıklım dolmuyor, dolayısıyla insanların bu camii-kütüphaneye gelip ibadet etmeleri garip kaçmaz. Ayrıca cumaları da imamlar cuma saatleri içinde vaazlarını verebilirler. Geri kalan zamanlarda camii kütüphane özelliğiyle "sessiz bir şekilde" kullanılır. Sonuçta Avrupa'yı gözlemlediğinizde kütüphanenin şehrin hayat damarlarından biri olduğunu görüyorsunuz. Örneğin, insanlar kütüphanede kokteyl düğün yapabiliyorlar. Türkiye'nin kültürel özellikleri dikkate alınarak bir camii kütüphaneye dönüştürülebilir.

Bu eski kütüphanelerdeki büyük tavana kadar uzanan kitaplıkların camiiye konulduğunu düşünsenize. Birkaç tane de çalışma masası. Oldukça güzel bir çalışma ortamı yaratılabilir.

Çok ciddiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder