2011-11-20

dokun-gaç

Geçen yazıda sizinle pişti oyun programımı paylaşacağımı söylemiştim.
Ödevi geçtiğimiz çarşamba teslim ettim, pazartesi günü de vizesini verdim. Sınavlar üzerine konuşulmaya gerek olmayan aktiviteler, ancak belirtmem gerekiyor ki lisans hayatında bazı sınavlar gerçekten şık olabilirmiş. Sınav 4 saat sürdü. 7 tane sorumuz vardı, teker teker hepsinin kodlarını yazdık, çalıştırdık, doğruladık. Daha önce hiç böyle bir sınav tecrübelememiştim.

Sadece haftamda değil, uzun süredir diğer meşgul olduğum konu ise şu:

Treachery of Images, Rene Magritte (Resimde "Bu bir pipo değildir" yazılı)


Çok açıklayıcı değil mi? Neyiyle meşgul oluyor olabilirim ki? Tabii ki de üzerine dönen sanat yorumlarıyla. Magritte'e ilk bakış yazısında da bunun bir sonraki versiyonunu yerleştirmiştim metne. O zaman çok ilgimi çekmişti, ben de sanat dersimin ödevi olarak bu konuyu seçtim kendime. Gerçekten epey isabetli bir seçim olmuş. Gidip sanattaki felsefeyi bulmuşum. Nitekim Magritte de kendini bir sanatçıdan çok resim yoluyla kendini ifade eden bir filozof olarak görüyor. Tüm bu birleşik nedenler neden bu sanat eserini seçtiğimi de açıklıyor sanırım.
Resme bakıp herkesin çıkarttığı ortak bir yorum var ki genelde zaten ancak o görülüyor. Elbette bu bir pipo değil, içebiliyor muyum hayır, bu sadece bir pipo resmi.
Çok doğru, fakat bu sanat eserinin kendine çeken tarafı da burada. Eğer bu açıklamayla yetinirseniz resim sizin için çok da anlam bulmaz. Şöyle bir durur, düşünür, evet tabii dersiniz, nesneler ve nesne temsilleri arasında fark var, her ne kadar biz onları bir sayarmışçasına konuşşak da.

Peki resmin altında yazan Bu bir pipo değildir, yazısındaki pipo kelimesinin de bir pipo olmadığını söyleyeseydim size? ki doğru söylemiş olurdum ve hafiften suyu ısıtmaya başlamış olurdum. Madem pipo değil, neden pipo?
Aslında pipo sözcüğü sadece bir adres. Onu duyduğumuz anda bir pipo temsili beliriyor kafamızda. Çünkü garip bir şekilde pipo sözcüğünü bir pipoyla eşdeğer tutabildiğimiz gibi herhangi bir pipo temsiliyle de aynı sayabiliyoruz. Bu bir pipo düşüncesi ya da bir pipo resmi olabilir. Nitekim diğer versiyon ikisini de içeriyor, [Two Mysteries]. Yani pipo sözcüğünün belirli bir yeri gösterdiği yok, göstermek zorunda da değil. Magritte'in üzerinde durmak istediği noktalardan biri de burası, dil gerçeklerle uyuşmak zorunda değil. Gerçeğe uymayan bir şeyi çok rahatlıkla söyleyebilirsiniz, dilin kurallarına uyduğunuz sürece sizin mantık hatalarınızda size ötmez. Dilin kemiği yoktur, diye boşuna dememişler.

Sözcük bir yeri göstermediğine göre neden bu bir pipo değildir, cümlesini üzerindeki resme bağlıyoruz ki? Foucault'nun can alıcı noktalarından birisi de burası. Ayrıntılarına girmeyeceğim, Foucault'nun This is not a Pipe adlı kitabından okuyabilirsiniz. Cümlenin bir calligram olduğunu düşünüyor ve bunu kanıtlıyor.

Bu resim dizisi aslında Magritte'in dilin yetersizlikleri ve gündelik yaşamımızdaki kullanışımızda çokça karşılaştığımız ancak hiç fark etmediğimiz hataları üzerine felsefi sunuşu. Magritte'i okuduğunuzda neden böyle bir konuyu seçtiğini de daha iyi anlıyorsunuz. Çünkü o hiç ummadıklarımızı bir araya getiren ve bizi şaşırtan, duyularımızı şaşırtan bir ressam. Gündelik hayatın sıradanlarını bozan bir üslubu var. Resimleriyle düşünce dünyamıza meydan okuduğunu anlayabiliyorsunuz.

Collective Invention

Bir deniz kızı var olmamasına rağmen hepimiz bir deniz kızı dediğimiz de yukarıdaki gibi bir resim hayal etmeyiz. Tam tersi bildiğimiz deniz kızıdır. Ancak yukarıdakinin de bir deniz kızından farkı yok. Bu Magritte'in üslubunun bir özelliği, hayal dünyamızın alışılmışlarına meydan okuması. Bir insanın yapabildiği en iyi şey alışmaktır. Gördüklerine, duyduklarına, hissettiklerine, yaşadıklarına, hayal ettiklerine ve diğer her şeye alışır. Onları adlandırırız ve bu şekilde beynimizde kodlarız. Sonra adını andığımızda da alışık olduğumuz figürleri çağırırız. Eğer ortada bir uyuşmazlık varsa bu duyularımızı rahatsız eder. Ortada çoktan kodlanmış ve alışılmış olana karşı bir tehdit vardır.

Listening Room


Madame Recamier, David, 1800

Madame Recamier, Magritte, 1949


Magritte'le ilgili hazırladığım sunumda [Magritte's art life and treachery of images] daha fazla eserine ulaşabilirsiniz. Eserlerini sanat dönemleri çerçevesinde yerleştirmeye özen gösterdim. Aynı sunumda Purist/Kubist ve Surrealist periyotlarında kimlerden ve en çok hangi sanat eserlerinden etkilendiği bilgilerine de ulaşabilirsiniz. Uygun bir zamanda yazdığım yazıyı ayrı bir blog olarak da yayımlamayı düşünüyorum.
Magritte'in her bir eseri bir filozofun metinleri gibi okunabilir ve yorumlanabilir. Zaten şu ana kadar odak noktam olmasına şaşmamalı. Ayrıca kendisi Wittgenstein'a iyi bir giriş olabilir ve Wittgenstein felsefesini görsel olarak doldurduğu da kuşku götürmez.

Laf arasında flüde müthiş bir dönüş yaptığımı söylemeliyim. Hoca önüme parça koyuyor, takır tukur deşifre ediyorum. Kendimden beklenmeyecek hareketlerdi bunlar 1-2 sene önce. Daha da ötesinde teknik çalışmalara bayılır oldum! Etüd değil de, sadece oturup parmak egzersizi, ton çalışasım geliyor. Araya bir sene girmesi bende epey özlem yaratmış. Bu yeni yeni içinde bulunduğum dönemi bilinçli ve kontrollü çalma dönemi olarak adlandırmaya karar verdim. Önceleriyle karşılaştırdığımda, kendimi flüdümle daha barışık ve birleşmiş görüyorum. Beni daha az yoruyor ve ona hükmetmeme izin veriyor dahası! Ortada dandik sesler değil, kaliteli sesler var.

Bu yazıyı fazla uzatmadan çok sevdiğim birinin ufak bir hediyesiyle kapatalım. Solfej dersimde çizgideki-boşluktaki notalar ve reçete diye ezberlenmesi ve farklı kombinasyonlarla sorulduğunda anında cevap verilmesi gereken sorular oluyor. Bu daha sonraları karşımıza çıkacak olan (ki ben flüt çalarken daha önce epey karşılaştığım) eserleri daha kolay okumamızı sağlayacak. İşin özü bana düzenli olarak birilerinin bu soruları sorması gerek ki ben de hemen cevaplayayım, böylece egzersiz yapayım. Emin'im bu nedenle bana bir çırpıda program yazmış, Solfejci :)


Solfejci, size rastgele çizgi-boşluk ve deşifre soruları soruyor ve sizin okuma sürenizi kaydediyor. Böylece alıştırmanızı bilgisayar karşısında rahatça yapabiliyorsunuz!
Notalarla haşır neşir olanlar için paylaşıma açık.

Bir ara size bu dönem Elektronik dersiyle içine girdiğim (!) quantum potential well lerden bahsedeceğim. Sıkı durun. Şimdilik sanat, müzik idare edin. Yakın zamana çok tatlı devreler paylaşmayı umuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder