2012-03-27

Edebiyatımızdaki ilk Bilimkurgu Öyküsü ve R.H.Karay

Geçenlerde kafama takıldı, dedim ki: yahu hep soruyorum kendi kendime, bu ülkede neden bilimkurgu edebiyatı yapılmıyor diye, dur hele kütüphanede bir tarama yapayım.
Öyle roman falan çıkmadı tabii, ama bir öykü kitabı çıktı.

Bu öykü kitabı bu ülkede bilimkurgu namına yapılan ve benim gördüğüm ikinci öykü kitabı. Çok uzun seneler önce, tahmini 3-4 sene önce lisemin kütüphanesinde bir taneye rastlamıştım. Türk Bilişim Derneği'nin her sene düzenlediği bilimkurgu öykülerinden bir seçmece yapmışlar ve öykü kitabı oluşturmuşlardı. Şu muhakkak ki, o kitap şu anda elimde bulunandan çok daha kaliteliydi. En azından o dönemde bazı fikirlerin beni etkilediğini hatırlıyorum. Şu anda adı Türk Bilimkurgu Öyküleri olan ve tepesinde Türk Edebiyatında İlk Kez yazan bu kitap çekici değil. Bazı öykülerin üslupları çok dağınık. Oldukça tekrarlara rastlayabiliyorsunuz ve hafif özenti kokusu alıyorsunuz, ister istemez. Öyküler farklı kişiler tarafından yazıldığı için ve ben de henüz tüm öyküleri okumadığım için bu dediklerimi şu ana kadar okuduklarım için söyleyebiliyorum. Nitekim, kitabı bitirdiğimde çok daha detaylı bir yorum yapmayı planlıyorum.
Fakat kitaptaki bazı öyküler...

2012-03-24

sade bir vatandaş dahi düşünce suçlusu olabiliyorsa...

...orada bir problem var demektir.
Biliyorum, bu yazının yeri belki burası değil. Bu blog bilimsel ve sanatsal konuları işlemekle yükümlü; fakat şu da bir gerçek ki bilim ve sanat ancak fikir özgürlüğünün olduğu bir ülkede yapılabilir. Benim tek amacım insanları lisans günlüğüm yoluyla bilgilendirmek değil, aynı zamanda bu seneleri aşarken yaşadıklarımı ve tanık olduklarımı aktarabilmek.

Gayet sade bir vatandaş olup senelerce ülkesine bir tıp uzmanı olarak hizmet etmiş ve hala eden, cumhuriyetçi ve hali hazırdaki hükümeti zaten sevmediğini hiç de küfür falan içermeyen yorumlarıyla dile getiren babamı; fetullah gülenin ODA TV sitesinde kendi hakkında yorum yapan "vatandaşlara" açtığı soruşturma kapsamında emniyete çağırdılar ve ifadesini aldılar.

Evet, tüm söyleyeceğim bundan ibaret. Benzer soruşturma 39-40 kişiye daha yapılmış durumda. Gülen bu insanların avukatlarına özür dilemesi durumunda davadan vazgeçeceğini bildirmiş (! sağ olsun, ama var olmasın). Aksi takdirde dosyalar savcılığa gönderilmiş durumda. Böylesi bir durum da sicilde 5 yıl kalıyormuş.

Şimdi, bunları hep televizyonlardan duymuş biri olarak bunu direkt evimin içinde yaşamış olmak ayrı bir şaşkınlık yaratıcı durum. Çünkü babam yanlış yapıldığını düşündüklerini öyle avaz avaz bağıran bir adam değil, (ki ben avaz avaz bağrılmasını sonuna dek destekliyorum. Düşünün o bağırmayanlar olmasaydı, şimdi ne durumda olurduk? Şahsen ben babamdan farklı olarak avaz avaz da bağırıyorum.)

Sadece ama sadece fikrini belirttiği için soruşturma açmak. ki ne ironiktir, açan ülkemizde bile değil. ki daha da ironiktir ki devlet böyle bir durum karşısında vatandaşını bile koruyamıyor.

Bir de, ben açanın amacının ne olduğunu kavrayamadım. Kimi arkadaşlarım bu duruma "ego tatmini" dediler. Benim şahsi kanaatim, kendileri gibi dusunmeyen vatandaşları korkutmak.
Sağ olsunlar, durumu bir google'ladım. 'Büyük gazeteleri'miz haberi haber yapmaya tenezzül etmemişler. Tek Ulusal Kanal'da haber edilmiş konu.

Ha bir de, dikkatli olun.
Big Brother is watching you.

2012-03-10

Opus Amadeus

Yarını sabırsızlıkla bekliyorum. Tüm bu kavrama ve algılama kargaşası içinde yarın kulaklarımın pasını şöyle bir atacağım!
Opus Amadeus Oda Müziği Festivali kapsamında yarın harika bir konser var: "Flüdün Sihirli Mozartları, Piyanonun Şiirli Rachmaninofları", adından da belli olduğu gibi bir flüt ve piyano konseri. Elbette ki ilginç olan bu değil, benim gibi bu tür konserlere zaten giden biri olarak. Gerçekten heyecan verici olan flütte inanılmaz bir adamın bulunuyor olması: Bülent Evcil. Bir zamanlar sadece hayranlıkla izleyebildiğim bu adamın bana artık yalnızca flüt hocam kadar uzakta olması ise apayrı ve şaşılası bir durum.

Bumbleebee'nin Uçuşu'nu bir de ondan dinleyin: