Bu yazı terk edilmiş bir yazıydı. Zamanında bitirilmedi. Çok büyük bir heyecanla başlanmıştı bu yazıya ama aksilikler sonucu hayal kırıklığından öteye geçemedi belki de bir sene önceki ben için. Ve bıraktım, unuttum. Eskimek ve hatırlanmamak üzere bloğun kayıtlar kısmında arka sıralara düştü. Belki de bugün etrafımdaki her şeyin kaderini değiştirebileceğime inandığım için tamamlıyorum bu yazıyı. Bir yazının kaderini değiştirmek için. Önceki kısımlarına ise eski ben'e saygımdan elimi sürmüyorum.
1 Temmuz 2016.
Kanada'daki son günlerimde finaller ve partiler adeta birbirine girmişti. Hayatımda hiç öyle bir final dönemi yaşamadım. Bundan sonra da yaşamam herhalde. Gerçekten eğlenebildiğin ve üzerinden seneler geçse de unutamayacağın bir arkadaş ortamı bence bulması zor olan bir şey. En azından benim için hiç kolay olmadı ve doğal olarak buna dair pek fazla anım yok. Kanada'da IQC'de edindiğim arkadaşlıklar tuhaf bir şekilde o zamana kadar sadece bir kez tecrübelediğim içten bir ortam göstermişti bana. Gitmeme bir hafta kala neredeyse her gün bir aradaydık. Bir gün film izlemece, başka bir gün kurtadam oynamaca, diğer bir gün pub-crawl vs. Hayatımda ilk defa kendi evimde parti verdim ve bu parti tam 24 saat sürdü. Adını Ceren'e veda partileri koydular. Bir türlü veda edemedim o partilerde, çünkü ertesi gün uçağım yoksa mutlaka parti vardı. Hatta son gün, uçağın kalkmasına saatler kala parti hiç bitmedi. Sabahladık. Serin Kanada yaz gecesinde vur-kaç oynadık, sabahın körü Waterloo'daki ufak göllerden birine gidip birbirimizi ısıtmaya çalıştık ve saatlerce kurtadamdan pokere kadar bir sürü oyun oynadık.
Bugün geriye o zamana bakınca o veda haftası bana bazen değerli şeylerin bitişlerinin birden fazla olabileceğini hatırlatıyor. Bu yazı dizisi de öyle olacak. Tam hoşça kal dediğinizde ve arkanızı dönüp yola koyulduğunuzda arkanızı dönmeniz ve bir kez daha sarılmanız gibi.
1 Temmuz 2016.
Kanada'daki son günlerimde finaller ve partiler adeta birbirine girmişti. Hayatımda hiç öyle bir final dönemi yaşamadım. Bundan sonra da yaşamam herhalde. Gerçekten eğlenebildiğin ve üzerinden seneler geçse de unutamayacağın bir arkadaş ortamı bence bulması zor olan bir şey. En azından benim için hiç kolay olmadı ve doğal olarak buna dair pek fazla anım yok. Kanada'da IQC'de edindiğim arkadaşlıklar tuhaf bir şekilde o zamana kadar sadece bir kez tecrübelediğim içten bir ortam göstermişti bana. Gitmeme bir hafta kala neredeyse her gün bir aradaydık. Bir gün film izlemece, başka bir gün kurtadam oynamaca, diğer bir gün pub-crawl vs. Hayatımda ilk defa kendi evimde parti verdim ve bu parti tam 24 saat sürdü. Adını Ceren'e veda partileri koydular. Bir türlü veda edemedim o partilerde, çünkü ertesi gün uçağım yoksa mutlaka parti vardı. Hatta son gün, uçağın kalkmasına saatler kala parti hiç bitmedi. Sabahladık. Serin Kanada yaz gecesinde vur-kaç oynadık, sabahın körü Waterloo'daki ufak göllerden birine gidip birbirimizi ısıtmaya çalıştık ve saatlerce kurtadamdan pokere kadar bir sürü oyun oynadık.
Bugün geriye o zamana bakınca o veda haftası bana bazen değerli şeylerin bitişlerinin birden fazla olabileceğini hatırlatıyor. Bu yazı dizisi de öyle olacak. Tam hoşça kal dediğinizde ve arkanızı dönüp yola koyulduğunuzda arkanızı dönmeniz ve bir kez daha sarılmanız gibi.